Ben Nesline Panzehir : Genç Mentörlük

BEN NESLİNE PANZEHİR: GENÇ MENTÖRLÜK

1. Fatma GEDİK Türkçe-Sosyal Bölüm Başkanı
2. Tülay AKBULUT Değerler Eğitimi Koordinatörü

Özet

Projemiz öğrencilerimizin akademik başarısı paralelinde karakter gelişimlerine olumlu katkı sağlama ihtiyacından ortaya çıkmıştır. Yıllar içinde oluşan birikimlerin harmanlaması ile Genç Mentörlük sistemi oluşmuştur. Projede uyguladığımız yöntem, öğrencilerimizi yaşlarına yakın mentörlerle bir araya getirmek ve birlikte toplum hizmeti yapmalarını sağlamaktır. Genç mentör rehberliğinde öğrenci, faaliyetlere gönüllü olarak katılmakta ve katkı sağlamaktadır. Okulun, öğretmenlerin ‘baskı’ olarak algıladığı otoritesinden uzaklaşmaktadır. Bununla birlikte istendik davranışlar da sergilemektedir.

Genç mentörler kendi okulumuzdan mezun, ahlaken olgun, üniversite eğitimi almış ya da almakta olan, aynı zamanda çeşitli STK’larda toplum hizmeti veren gençlerden seçilir. Mentörler ve öğrencilerimiz arasındaki ortak payda aynı kurumda eğitim görmüş olmalarıdır. Bu ortak payda mentör ve öğrenci arasında kolay bir birliktelik sağlamaktadır. Mentörlerin kurumumuzda eğitim görmüş olması velilerimizde güven duygusunu pekiştirmekte ve projeye katkı sağlamalarını kolaylaştırmaktadır.

Genç mentör ve öğrenciler okul dışında önceden idari kadro tarafından planlamış çalışmaları birlikte yaparlar. Bu çalışmalar sırasında öğrencilerin akranlarına yaklaşımı, duygu gelişimi gözlemlenir. Öğrencilerin empati yeteneğinin ve farklı alanlarda topluma faydalı olma becerisinin gelişmesi hedeflenir.

Abstract

Our Project comes out because of the need of the students positive contribution to personage process beside their academic success. The young mentorship system occurs by the experience that is gained throughout the years. The method that we use in this project is to make the students meet their mentors who have very little age difference and to participate in community works together. The students volunteers for activities and contribute by the guidence of these young mentors. They depart the authority domination of the teachers and school which is thought as force. Beside this they start to have terminal behaviour.

The young mentors are chosen from the ones who graduated from the same school of the students, has high moral qualities, students at university or graduated from there and participated in various civil society organizations. The common thing between our students and the young mentors are they got educated in the same school. This helps them an easy and clear communication. And In addition to this help to have the confidence of the parents and make participate easier , too.

The young mentors and the students have some activities that are planned by administrative staff out of school. During these works the emotional development and the behaviours of the peels are observed. The development of the skills to be beneficial to society in various areas and the emphaty of students are aimed. 

GİRİŞ

Dünya değişirken eğitimde değişimi aramak kaçınılmazdır. Ancak eğitimle ilgili bu değişimin, sıfırdan başlayacak şeklinde olması gerekmez. Zira insanoğlu var olduğu andan itibaren aynı özelliklere sahiptir. Denenmişi revize etmek, birikimlerden faydalanmak sağlam bir yöntemdir. Bizim çalışmamız bu düşünceden yola çıkarak olgunlaşmıştır.

Mentor kelimesinin kökeni mitolojiden gelmektedir. Homeros’un Odise destanında belirttiğine göre Ithaca Kralı Ulysses savaşa gitmeden önce oğlu Telemachus’u en yakın arkadaşı Mentor’a emanet eder. Kralın savaştan dönmesi yirmi yıl alır ve mentor, prensi kralın yokluğunda en iyi şekilde eğitmiş ve yetiştirmiştir 3.

Türk tarihinde en ünlü mentör, resmi olarak “atabey” sıfatını ilk kullanan kişi olan Alparslan’ın veziri Nizamülmülk’tür. Oysa ki Hunlardan itibaren genç kağan adaylarını yetiştiren kişilerin varlığından haberdarız. Selçuklu’da mentörlük “Atabey” kelimesiyle karşılanmıştır. Osmanlı Devleti’nde de bu uygulama lalalarla devam etmiştir. İlk yıllarında şehzadeler, lalalarıyla birlikte başkentten Anadolu’daki bir sancağa yollanıyordu. Sancağı bu ikili birlikte yönetiyordu. Lala seçimi için divan toplanır, adayları belirler, padişah da arasından seçimini yapardı. Lala idari konularda sadrazama bilgi verirken oğlu ile ilgili bilgileri padişaha verirdi. Oğlunun yanında sancağa giden anne de şehzade ve lalayla ilgili bilgileri padişaha rapor ederdi. 17. Yüzyılda, padişah oğullarının başkenti bırakıp vilayetlere gönderilmesi adeti bırakıldı. Fakat lalalık son bulmadı. Lala şehzadenin sadece eğitiminden sorumlu oldu, siyasi ve askeri kimliği yok oldu. Sistem bozulunca, iyi yetişmiş hükümdarlar da azaldı. Bu bilgi kayda değerdir.

Mentörlük yaklaşımı “Beni izle ve örnek al” dır. Projemiz, yukarıda verilen bilgiler ışığında bu yaklaşımla hazırlanmıştır. Ayrıntılı bir şekilde ele alacağımız projemiz, yıllar boyunca elde ettiğimiz birikim ve tecrübenin sonucu olarak şekillenmiştir. Öğretim çalışmalarında ana hedef akademik başarıyı yükseltmektir. Fakat eğitim faaliyetleri genellikle öğretim çalışmalarının gerisinde kalmaktadır. Bu fark edildikten sonradır ki okullarımızda değerler eğitimi, karakter eğitimi, toplum hizmeti gibi farklı isimlerle çalışmalar yapılmaya başlanmıştır.

Klasik Osmanlı medrese sisteminde hoca ön plandayken Tanzimatla birlikte hocanın yerini kitap almıştır. Bunun anlamı, tecrübi bilgi gitmiş yerine kitabi bilgi gelmiştir. “Al satarım, bal satarım, ustam ölmüş ben satarım” devri yerini “ütopik model arayıcı”4 bir ilkeler dünyasına bırakmıştır. Bu ilkeler dünyasındaki arayış, günümüzde eğitim sistemini öğrenci merkezli, proje tabanlı bir eğitim sistemine dönüştürmüştür. Her eğitim sistemi döneminin değişen hayat felsefesinin de göstergesidir aslında 5. Öğrenci merkezli eğitim ben merkezli düşünme sistemini, ya da ben merkezli düşünme sistemi öğrenci merkezli eğitimi desteklemiş olabilir. Bu sosyolojik durum, fazlaca araştırma gerektiren, çıktıların uzun vadede alınabileceği bir durumdur.

Ben Nesli 6 kitabı yazarı Tewenge’ye göre, yaşayacağınız kültürü doğduğunuz zaman belirler. Bu kültürün içinde dünya olayları, sosyal eğilimler, ekonomik gerçekler, davranış kuralları, hayata bakış açısının yanı sıra, popüler kültürün iniş ve çıkışları vardır. Karakterimizi içinde yetiştiğimiz aile mi, eğitimini aldığımız okul mu belirliyor? Araştırmalara göre doğduğunuz dönem karakterinizi belirlemede en önemli husus.

Muhatap olduğumuz genç nesil, öğrencilerimiz 2000’li yılların özsaygıyı tanrılaştırdığımız bir döneminde yetiştiler. Genellikle hiçbir temele dayandırılmadan edinilen özsaygı uzun vadece çocuklara hiçbir fayda sağlamıyor. Hiçbir beceri kazandırmıyor. (Martin Seligman). Büyük bir iletişim firmamızın reklamı “gençken yapılması gereken 100 şey” başlığını taşıyordu. Gençlerin hazırladığı listeye bakıldığında içi boş, anlık eğlenceye dayanan, eğlenirken de başkalarına zarar verebilecek durumlar, mutlaka yapılması gerekenler sıralamasının üst bölümlerindeydi. Bu tip örnekleri arttırmak, gözlemlemek mümkün, çünkü bizzat içinde yaşıyoruz. Gençlerimize duygusal anlamda ve davranışlarda özgürlüğün sınırının olmadığı verilirken, kazandıkları öz saygı bir sebebe dönüşüyor. “En çok kendimi seviyorum, en değerli şey benim, en çok ‘like’ ben aldım”, şeklinde kendinden memnun olma durumu bencilliğe uzanan bir öz saygı biçimdir. Oysa ki öz saygı kişinin ortaya koyduğu beceri ve başarı sonucu oluşması gereken bir durumdur. Sonuç olması gereken sebebe dönüştüğünde, ortaya ben nesli dediğimiz gençler çıkıyor. Bireyin sadece kendine odaklanması, bireyin oto-kontrol mekanizması vicdanı ön plana getiriyor. “Vicdan çoğunluğa bağlı olmayan tek şeydir 7.”, öyleyse doğru, olumlu bir vicdana sahip gençleri nasıl yetiştireceğiz? Bu kaygı, bu soru ve bu hedef bizi genç mentörlük projesini hayata geçirmeye sevk etti.

Amaç

Öğrencilerimize; öğretmenleri dışında, kendilerine yaşça daha yakın, kurumumuzda yetişmiş, ahlaken olgun, akademik açıdan üstün, vicdani ve insani yönleri gelişmiş, ortaya çıkardıkları yetenekleriyle ve yaptıkları toplum hizmetleriyle öz saygısı oluşmuş örnekler sunarak, kişisel gelişimlerine katkı sağlanması amaçlanmıştır.

Yöntem

Çalışma, görevli öğretmenler dışında, gönüllülük esasına dayanmaktadır. Okulumuzda bu çalışmayı koordine eden bir birim vardır. Bu birim yöneticilerden, danışman öğretmenlerden, rehberlik servisinden ve proje koordinatörü olan öğretmenden oluşmaktadır.

Sınıflarımızdaki öğrenciler kız ve erkek olmak üzere iki gruba ayrılır. Her gruba hemcinsi bir öğretmen danışman olarak görevlendirilir. Öğretmenle beraber çalışmak üzere kurumumuzun lisesinden mezun, ortaokuldan itibaren gelişimi takip edilen ve öğretmenlerinden olumlu referans almış olan öğrenciler, yine hemcinsi gruba mentör olarak atanır.

Mentör, grup buluşmalarını sınıfın danışman öğretmeni ile planlar. Ancak grubu ile tek başına görüşür ve çalışmalarını ilgili birimin yönlendirmesi ile özgün bir biçimde gerçekleştirir. Okul dışı vakitlerde bir araya gelip doğal örnek davranışlar sunulmasına özen gösterir. Birlikte yemek yeme, sinemaya gitme, tiyatro izleme, İstanbul gezisi yapma, mentörün okulunu ziyaret etme, öğrencilerin evinde bir araya gelme, sahaf alışverişi, kitap okuma/kritiğini yapma gibi etkinlikler yapılır. Öğrenciler mentörün yaşantısını tanır, bu sayede gelecek hayali şekillenirken geçeceği yolları öngörür. Öğrencilerin aileleri de mentörlük eğitiminden kaynaklanan gelişimleri yakından takip eder.

Kurumumuzda her sınıfın yürütmekle sorumlu olduğu bir toplum hizmeti projesi vardır. 5.sınıflar yaşlılarla iletişime dair ‘Nesiller Kucaklaşıyor Projesi’, 6.sınıflar yetim gerçeği üzerine farkındalık oluşturma adına ‘Yetim Kardeşim Projesi’, 7.sınıflar engellilik üzerine bilinç düzeyini arttırmak hedefiyle ‘Canda Özür Olmaz Projesi’ ve 8.sınıflar ‘Dünya Sorunlarına Çok Boyutlu Bakış Projesi ‘yürütür. Her öğrenci aktif olarak projelerde yer alır. Toplum hizmeti çalışmalarına mentörler dâhil olur, yönlendirir, öğrencilerin projeler kapsamında beceri kazanmalarına katkı sağlar. Yetiştirdiğimiz her genç mentör aynı zamanda kendi üniversitesinde ya da özel yaşamında çeşitli STK’lar bünyesinde çalışan, tezler hazırlayan, sunumlar yapan toplum gönüllüleridir. Kurdukları dernekler, yurt içi ve yurt dışında kazandıkları tecrübeler, aynı yoldan gidebilecek öğrencilerimize de örnek olmaktadır.

İdari birim mentörlerle dönem başlarında ve sonlarında bir araya gelir. Öğrencilerde umulan davranış değişiklikleri üzerinde planlama yapılır, belirlenen amaçlara ulaşmak için yapılması gerekenler değerlendirilir. Mentörlere yapılacak çalışmalar örnekleriyle birlikte bir dosya olarak verilir.

Çalışmanın başarısını ölçmek ve çalışmayı sonlandırmak amacıyla Nisan ayı içerisinde bir tatil köyünde kamp programı yapılır. Bu programda öğrenciler mentörleri ile iki gün boyunca aynı evi paylaşır, mentörün yönlendirmesiyle eğitici ve eğlenceli çalışmalar yapılır. İki gün boyunca öğrencilerin ev yaşantısı, arkadaşlarıyla uyumu, gruba katkısı, sergilediği fedakârlık davranışları, oluşturduğu öz saygının niteliği gözlemlenir. Bütün bu süreçte mentör davranışlarıyla öğrencilere örnek olmaya devam eder.

Genç Mentörlük eğitiminden geçmiş olarak mezun ettiğimiz ortaokul öğrencilerimizle lise ve üniversite öğrenimleri sırasında iletişime devam edilir. Kazanımları, becerileri takip edilir. Gönüllülük esasına dayalı olarak bu arkadaşlarımız genç mentör olarak aramıza katılırlar.

3 Homeros, Odysseia, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2014
4 Şerif Mardin, Türkiye'de Toplum ve Siyaset , İstanbul, 1997, s.227
5 Hilmi Ziya Ülken, Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi, İstanbul, 2001, s.49
6 Jean M. Twenge, Ben Nesli, Kaknüs Yayınları, İstanbul, 2009
7 Harper Lee, Bülbülü Öldürmek, Sel Yayıncılık, İstanbul, 2014

BULGULAR

1. Öğrenciler, ailelerinin ve bir ölçüde anne ve babası gibi gördükleri öğretmenlerinin yönlendirmesini kural gibi algılamakta ve tepki vermektedir. “Genç Mentör” uygulaması bu algıyı kırmaktadır.

2. Öğrenciler ve öğretmenler okula zorunlu olarak gelmektedir. Ancak mentörlük, iki taraf için de gönüllülük esasına dayanmaktadır.

3. Öğrenciler, kendileri ile aynı basamakları yakın zamanda geçen mentörleri ile kolayca özdeşim kurmaktadır. Aynı kurumda okudukları için öğretmenler, yöneticiler, kurallar ve çalışmalar ile ilgili benzer tecrübeleri yaşamış ve yaşamaktadırlar. Bu da doğal bir yakınlık oluşmaktadır.

4. Mentörler, kendilerini kurumun bir parçası olarak görmeye devam ettikleri ve yararlı olduklarını düşündükleri için mutludurlar. Örnek olma sorumluluğuyla hareket etmek onların gelişimlerine de katkı sağlamaktadır.

5. Öğrenciler mentörlerinin tavsiyelerini ve yönlendirmelerini, otorite olarak gördükleri öğretmenlerine göre daha kolay kabul etmişlerdir.

6. Öğrenciler çalışmalara karşı istekli ve katılımcı bir tavır sergilemiştir. Genç mentörle yapılan faaliyetlerde öğrencilerin rahatladıkları ve mutlu oldukları gözlemlenmiştir.

7. Ebeveynler çocukları üzerinde ergenlik süreci ve dış çevre faktörlerinden kaynaklanan olumsuzluklara karşı kaygılarının azaldığını belirtmişlerdir. Ebeveyn kaygılarının azalması öğrencilerin aile ilişkilerinin olumlu yönde gelişmesini sağlamıştır.

8. Kazanılan yetenekler ben merkezli/ narsist anlayıştan uzak vicdani melekeleri ve öz saygısı gelişmiş bireyler yetişmesine katkı sağlamaktadır. Öz saygısını sergilediği becerilerle kazanan öğrencilerin ben merkeziyetçilikten uzaklaştığı , grup faaliyetlerine istekli katıldığı, empati yeteneklerinin geliştiği gözlemlenmiştir.

9. Öğrencilerimiz sosyal medyayı daha bilinçli kullanmakta, teşhircilikten uzak paylaşımlarla görünür olmayı tercih etmektedirler.

10. Arkadaşlarına karşı gerçek ve sanal dünyada zorbalık davranışları sergileyen öğrenciler, genç mentorlerlerin denetimini, akran oldukları için baskı olarak görmediklerini dile getirmişlerdir.

11. Sosyal hayatlarında mutlu olmayı harcamak ve tüketmekle orantılı gören, bu şekilde kendini arkadaşlarına kabul ettirmeye çabalayan öğrencilerin, toplum hizmeti faaliyetlerinden sonra ‘faydalı olmak, ihtiyaç karşılamak’ hazzını önemsediklerini belirtmişlerdir.

1. Derya Öncü Koleji Türkçe-Sosyal Bölüm Başkanı, fgedik@oncuegitim.com
2 Derya Öncü Koleji Değerler Eğitimi Koordinatörü, takbulut@oncuegitim.com 

KAYNAKÇA
Homeros, Odysseia, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2014
Şerif Mardin, Türkiye’de Toplum ve Siyaset , İstanbul, 1997
Hilmi Ziya Ülken, Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, İstanbul, 2001
Jean M. Twenge, Ben Nesli, Kaknüs Yayınları, İstanbul, 2009
Harper Lee, Bülbülü Öldürmek, Sel Yayıncılık, İstanbul, 2014

ULUSLARARASI ÖNCÜ EĞİTİMCİLER DERNEĞİ INTERNATIONAL LEADING EDUCATORS ASSOCIATION
IX. ULUSAL ÖĞRETMENİM SEMPOZYUM
2 -  Aralık 2017 – Üsküdar / İstanbul

Ben Nesline Panzehir : Genç Mentörlük

Ben Nesline Panzehir : Genç Mentörlük

blog

ÖNCÜLERDEN YAZILAR

Birinci Sınıfa Başlama Yaşı 2020

 10 Şubat 2020 Pazartesi

Okula başlama yaşı ile ilgili yapılan yeni düzenlemeler neticesinde anne babaların zihinlerinde çocuklarıyla...

Devamı

Teknolojinin Hayatımızdaki Önemi

 28 Mayıs 2019 Salı

Merhaba! Ben Damla. Beşinci sınıf öğrencisiyim. Geçen gün sosyal bilgiler dersinde öğretmenimiz bize...

Devamı

Teknolojinin Çocuklar Üzerindeki Etkileri

 14 Şubat 2018 Çarşamba

Teknoloji çok kısa bir sürede hayatımızın vazgeçilmezi oldu. Tabletler, bilgisayarlar, akıllı telefonlar yaşamımızda çok büyük bir rol alır...

Devamı

Lgs ye Girecek Öğrencilere Tavsiyeler

 30 Mayıs 2021 Pazar

Sevgili Çocuklar; Yaklaşık olarak bir yıldır yoğun bir tempo içerisinde hazırlanmakta olduğunuz lgs sınavına bir hafta gibi bir zaman kaldı...

Devamı

Çocuklarda İnatlaşma

 8 Şubat 2018 Perşembe

İnatçı, hareketli ve meraklıdır, sürekli etrafı karıştırır. Bu dönemde çocuk tüm dünyanın merkezinde olduğunu ve dolayısıyla...

Devamı

Çocuğum Ödev Yapmak İstemiyor

 15 Şubat 2020 Cumartesi

Ödevler okul döneminde ebeveynleri en zorlayan konuların başında gelir. Anne babalar bu konuda çaresiz kalıp,...

Devamı

Deprem Çocuğa Nasıl Anlatılmalı?

 7 Şubat 2020 Cuma

Son zamanlarda ülkemizde meydana gelen depremler, anne babalarda ''Çocuğuma depremi nasıl anlatmalıyım?''

Devamı

Sonbahara Merhaba. Bugün 23 Eylül Ekinoksu

 23 Eylül 2018 Pazar

Bugün 23 Eylül Sonbahar Ekinoksu. Gündüz ile gecenin eşit olması durumudur ve Kuzey Yarımküre için sonbaharın ilk günü olarak kabul edilir.

Devamı

Okul Olgunluğu Nedir ?

 13 Şubat 2018 Salı

Okul olgunluğu; çocuğun fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal anlamda ilkokulun gerekliliklerini karşılamaya hazır olmasıdır...

Devamı

Hikayemizle Türkiye Üçüncüsüyüz

 27 Haziran 2018 Çarşamba

İlkbahar ayları bana gezileri hatırlatıyor. Tıpkı kuşlar, böcekler ve ağaçların mutluluktan toprağın üzerinde gezmesi gibi...

Devamı